“Siz Destek Verdikçe Engel Tanımayanlar Kazanıyor” sloganıyla Migros ve P&G tarafından bu yıl 9.’su üzenlenen “Özel Sporculara Özel Destek Kampanyası” kapsamında, 1-28 Şubat 2013 tarihleri arasında Migros Mağazaları veya Sanal Market’ten P&G markalarından Ariel, Ace, Alo, Fairy, Pantene, Head & Shoulders, Wella Pro Series, Blendax, Koleston, İpana, Oral-B, Prima, Orkid, Gillette ve Duracell alan tüketiciler, 500 zihinsel engelli gencin spor yapmasına katkıda bulunacak. Her 15 TL’lik P&G alışverişi yapan tüketiciler, çekilişle 23 Mart 2013 tarihinde Ajda Pekkan’ın vereceği “Engel Tanımayanları Destekleyenlere Yıldızlı Teşekkür” konserine çift kişilik davetiye kazanma şansı da yakalayacak.
31 Ocak 2013 Perşembe
Özel sporculara özel destek
“Siz Destek Verdikçe Engel Tanımayanlar Kazanıyor” sloganıyla Migros ve P&G tarafından bu yıl 9.’su üzenlenen “Özel Sporculara Özel Destek Kampanyası” kapsamında, 1-28 Şubat 2013 tarihleri arasında Migros Mağazaları veya Sanal Market’ten P&G markalarından Ariel, Ace, Alo, Fairy, Pantene, Head & Shoulders, Wella Pro Series, Blendax, Koleston, İpana, Oral-B, Prima, Orkid, Gillette ve Duracell alan tüketiciler, 500 zihinsel engelli gencin spor yapmasına katkıda bulunacak. Her 15 TL’lik P&G alışverişi yapan tüketiciler, çekilişle 23 Mart 2013 tarihinde Ajda Pekkan’ın vereceği “Engel Tanımayanları Destekleyenlere Yıldızlı Teşekkür” konserine çift kişilik davetiye kazanma şansı da yakalayacak.
30 Ocak 2013 Çarşamba
Daha bol süt için
Hamilelerin en çok endişe duyduğu konulardan birisi, “acaba sütüm gelecek mi?”dir. Emziren annelerin en çok korktuğu şey ise sütlerinin kesilmesi veya bebeklerinin gelişimi için yeterli olmamasıdır. Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber, sütü arttırmanın 10 kolay yolunu şöyle sıralıyor:
Sıvı tüketiminizi arttırın: Süt üretiminin yeterli olmasında en önemli koşul, annenin tükettiği sıvı miktarıdır. Günde 3-3,5 litre sıvı tüketiminin süt miktarını arttırmakta ciddi rol oynadığı uzun zamandan beri bilinmektedir.
Zayıflama diyeti yapmayın: Emzirme döneminin ilk altı ayında yapılan zayıflama diyetlerinin süt üretimini ciddi anlamda azalttığı bilinen bir gerçek. Bu nedenle emziren annelerin bebek ek besinlere geçene kadar zayıflama diyeti yapmaması önerilir.
Karbonhidrat tüketiminizi kesmeyin: Emzirme döneminde yapılan en büyük yanlışlardan biri zayıflamak adına karbonhidrat tüketiminin tamamen kesilmesidir. Emziren annenin beslenmesinde mutlaka ekmek, pilav, makarna ve meyve gibi karbonhidrat kaynakları yer almalıdır. Şekerli besinlerin süt yaptığına inanılması bir şehir efsanesinden öte değildir.
Rezenenin gücünden faydalanın: Yapılan bilimsel araştırmalar; rezene tohumunun ve rezene çayının süt miktarını arttırmakta yararlı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Rezenenin aşırı tüketiminin ise süt üretimini tamamen durdurabileceği de biliniyor. Rezeneyi sadece çay olarak tüketmek zorunda değilsiniz. Suda haşlayarak veya az yağda çevirerek de tüketmeniz mümkün.
Fesleğenin etkisini unutmayın: Fesleğen bitkisinin de düzenli kullanımda anne sütünü arttırabileceği bilinir. Yemeklerinizde fesleğene daha çok yer açın.
Yeşillere daha çok yer açın: Koyu yeşil yapraklı sebzelerin anne sütünü arttırmaya yardımcı olduğu bilinmektedir. Salatalarınızda roka, maydanoz gibi yeşilliklere yer verin. Semizotu, ıspanak ve pazı gibi sebzeleri de haşlayarak, sebze yemeği şeklinde veya az yağda çok öldürmeden kavurarak tüketebilirsiniz.
Turuncuları sofranıza alın: Havuç, balkabağı, kavun gibi turuncu renkte olan ve beta karotenden zengin olan sebzeler süt üretimini arttırmaya yardımcıdır. Havuç ve balkabağını çorbalarınızda, yemeklerinizde ve tatlılarınızda kullanabilirsiniz.
Protein olmadan olmaz: Sütün ana yapısında da yer alan protein, süt veren annelerin beslenmesinde yer alması gereken bir kaynaktır. Emziren anneler, her gün düzenli olarak süt, yoğurt, ayran, peynir, yumurta, et, tavuk, balık gibi kaliteli protein kaynaklarını tüketmelidirler.
Arpa mucizesi: Ülkemizde daha çok alkolsüz bira veya malt içecek olarak tercih edilen, arpa ile hazırlanmış yiyeceklerin veya çimlenmiş arpa suyunun, anne sütünün verimliliğini ciddi anlamda arttırdığı gözlenmiştir. Ülkemiz için yeni bir kavram olsa da, birçok ülkeden uzun zamandır anne sütünü arttırmak için kullanılan bir tahıldır.
Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem ŞEBER
Gelelim kızını 21 ay emzirmiş benim bu konudaki yorumlarıma:
Süt üretimin artmasının koşulu sanıldığının aksine, bol helva yemek değil, bol sıvı tüketmek. Emziren bir annenin 3,5-5 litre arası sıvı tüketmesi öneriliyor. Elbette bu miktarın tamamının su ile karşılanması mümkün değil. Bunun için bitki çayları, ayran, çorbalar ve şekersiz meyve kompostolarından destek almak en güzeli. Annemin gece yatarken başucuma koyduğu kuru meyvelerden yapılmış şekersiz komposto ve birkaç ceviz, kızımı gece emzirirken bana iyi destek olmuştu.
Kilolara fazlaca takmamak gerek kafayı. Emziren bir annenin ilk altı ay yapması gereken tek şey yeterli ve dengeli beslenmek. Bunu yaptığınızda, kilolarınız zaten yavaş da olsa gidiyor. Bebeğiniz ek gıdalara başladığında, yani yaklaşık 6 ay sonra, eğer gerekiyorsa siz de hafif bir zayıflama diyeti uygulayabilirsiniz belki. Zayıflamak uğruna karbonhidratlardan da vazgeçmeyin sakın. Pilav ve makarnayı, abartmadan mutlaka yemelisiniz bu dönemde de.
Rezenenin bu konuya etkisi üzerine bir deneyimim yok. Benim deneyimim ısırganla ilgili. Annem tazeyken toplattırıp, gölgede kurutturmuş ve bana vermişti. Ben de bir tutam kurutulmuş ısırganı sıcak suya koyarak, günde birkaç fincan içmiştim. Sanırım işe de yaradı. Zaten piyasada süt arttırma çayı olarak satılan karışımların içeriğinde de ısırgan var. Ama bu otları kullanmadan önce dikkatli olmak lazım. Çünkü pek çok otun, aşırı tüketiminde sütü kesici etkisi de var!
Malt içeceklerinin gücünden ben maalesef yararlanamadım. Doktorumun önerisiyle eczaneden birkaç kutu almıştık ama maalesef tadı hiç ama hiç hoşuma gitmediğinden birkaç yudum denemekten öteye gidemedim.
Etiketler:
Bebek,
hamile,
Sağlık,
Uzman görüşü,
Yeme-İçme
O anı masalsı karelere dönüştürmek
Söz uçar, yazı kalır derler. Yazıdan daha da kalıcısı ise fotoğraflar herhalde? Üstelik bazen, en güzel anları, sayfalarca ifade etmeye çalıştığınız bir yazı değil, tek bir fotoğraf karesi anlatır. O anı yakalamak, hayatın en önemli anlarını masalsı karelere sığdırmaksa zordur. İşte bu nedenle, özellikle doğum gibi mucizevi bir olayı yaşarken, doğru fotoğrafçıyla çalışmaktır.
Jasmin Traub, doğum fotoğrafçılığı konusunda uzmanlaşmaya karar veren bir fotoğrafçılardan birisi. Fotoğrafçı olana kadar geçirdiği süreçte; o da pek çok kişinin geçtiği yollardan geçmiş. Okunması zor okullarda okuyup, büyük şirketlerde yönetici pozisyonlarında çalıştıktan sonra, fotoğraftan vazgeçemeyeceğini anlayıp, uzman isimlerden fotoğraf dersleri alarak bu işi profesyonel olarak yapmaya başlamış. Ve 2009’dan bugüne kadar, üç yüzün üstünde doğumun her anını mucizevi karelere dönüştürmüş.
Jasmin Traub’un çektiği doğum fotoğraflarını şuraya tıklayarak görmeniz mümkün.
Ayrıca buraya tıklayarak, o mucizevi anları anlatan kısa bir filmi de izleyebilirsiniz.
28 Ocak 2013 Pazartesi
Hamurdan hayaller
3 yaşından sonra, bir çocuk için alınabilecek en iyi oyuncak, oyun hamuru bence. Belki her çocuk oyun hamurundan aynı derecede zevk almıyordur ama belki biraz yönlendirmeyle, çocukları bu noktaya doğru yönlendirmek çok da zor değil. Hele bir de onlara karışmayıp, tamamen serbest bırakırsanız. Bir çocuk için mıncıklamaktan ve yaratmaktan daha güzel ne olabilir ki?
Oyun hamuru denince akla gelen ilk markalardan birisi Play-Doh. Play-Doh’un artık bir alışkanlık haline gelen “Hamurdan Hayller” yarışması 17 Mart’a kadar devam ediyor. 4-7 yaş arasındaki çocukların katılımına açık olan Hamurdan Hayaller Yarışması’na başvurmak için çocukların Play-Doh oyun hamurlarıyla yaptıkları yaratıcı şekillerin fotoğrafını çekip www.hamurdanhayaller.com’a yüklemek veya info@hasbro.com.tr’ye e-mail olarak göndermek gerekiyor.
Miniklerin yaratıcılığının değerlendirileceği yarışmanın jüri üyeleri arasında, moda tasarımcısı Arzu Kaprol, ressam Bedri Baykam, tasarımcı Derin Sarıyer, ünlü fotoğrafçı Nihat Odabaşı ve Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölüm Başkanı Vedat Somay gibi Türkiye’nin farklı sanat dallarından isimler yer alıyor.
Kazananların 29 Mart 2013’te açıklanacağı Hamurdan Hayaller Yarışması’nda her yaş kategorisinde birinci olanları boylarınca oyuncak ödülü, 2.ve 3.leri ise Play-Doh’dan sürpriz hediyeler bekliyor. Yarışmadaki en yaratıcı çocuğu bekleyen büyük ödül ise iPad Mini.
Ayrıntılı bilgi için: www.hamurdanhayaller.com
27 Ocak 2013 Pazar
Haydi çocuklar uzaya
Sömestr tatilinde, Ankara’da çocukları unutmayan mekanlardan birisi CEPA Alışveriş Merkezi. Uzay parkı Kid’s On The Moon 28 Ocak – 12 Şubat tarihleri arasında CEPA’daolacak.
Güneş sistemi, simülatörler, astronot kıyafetleri, uzay mekiklerinin ölçeklendirilmiş örnekleri ve gerçek eğitimlerin yer aldığı uzay parkı minik ziyaretçilere özel bir deneyim sunacak. Uzay parkına katılacak çocuklar, minik astronotlar için özel olarak hazırlanmış eğitimden geçtikten sonra, eğitmenler eşliğinde uzay yürüyüşü yaparak gezegenleri keşfedecekler. Uzay ve gezegenlerle ilgili merak ettikleri soruların cevaplarını da öğrenecek çocuklar, kendileri için özel olarak hazırlanmış astronot kıyafetleri ile fotoğraf da çektirebilecekler.
Etkinlik kapsamında tüm katılımların ücretsiz olduğu Kids On The Moon aktivitesi her gün 12.00 – 20.00 saatleri arasında çocuk ziyaretçilerini ağırlayacak.
Rezervasyon için: 0536 896 53 48 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Sanat ve lezzet bir arada
İstanbul Doors Group’un Garanti Bankası’nın kültür kurumu SALT Galata’daki restoranı Ca’d’Oro’nun menüsü baştan sona yenilenmiş. Dünya mutfağından seçkin lezzetlere yer veren Ca’d’Oro’nun yeni şefi Beril Şanal tarafından yenilenen menüsünde, rakı balık çorbası’ndan uykuluk’a, ördek rilette’den su kabaklı isli firik risotto’ya kadar pek çok farklı yemek bir arada.
SALT Galata’nın içinde modern ve minimal iç alanlar yaratılarak tasarlanan Ca’d’Oro, restoran ve cafe kısmından oluşuyor. Mekanın restoran kısmının açık ve kapalı alanı 150 kişi, cafe kısmı ise 55 kişi ağırlıyor. Cafe alanının mimari açıdan daha rahat bir stilde tasarlandığı Ca’d’Oro’da hafta içi kahvaltı, hafta sonları ise zengin seçenekleriyle dikkat çeken brunch servisinde french toast, eggs benedict ve pancake’ler ön plana çıkıyor. Mekanın Haliç manzarasına hakim şık barında ön plana çıkan kokteyllerden bazıları ise mandarin cosmopolitan, pomegranate margarita, mixed berry caipirinha, prince island tea, apple mojito, apple martini ve metropolitan.
Ca’d’Oro’nun cafe bölümü sanatçı Hüseyin Bahri Alptekin’in kişisel kitaplığına ev sahipliği yapıyor.
Pazartesi günleri kapalı olan Ca’d’Oro, haftanın diğer günlerinde cafe bölümünde 10:00 - 02:00, restoranında 12:00-02:00 saatleri arasında hizmet veriyor. Ca’d’Oro’nun restoran bölümünün pazar günleri için açılış ve kapanış saati ise 10:00-01:00 .
Geleneksel pastane keyfi
Yüzyılı aşkın süredir İstanbul’un en özel buluşma noktası olan Pera Palace Hotel, Jumeirah içinde, kuruluşundan bu yana yer alan Patisserie de Pera’da bir fincan kahve ve ev yapımı pasta Şubat ayı sonuna kadar, 15 TL’den satışa sunuluyor. Ayrıca eğer saat 18:00 – 20:00 arası giderseniz, pasta ve sandviçleri % 50 indirimli alabilirsiniz.
18 Ocak 2013 Cuma
Borusan Klasik ile “klasik her yerde!”
Türkiye’nin internet üzerinden yayın yapan ilk ve tek klasik müzik radyosu Borusan Klasik, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası konserinde gerçekleştirilen lansman ile yayın hayatına başladı. “Klasik her yerde” sloganıyla yola çıkan Borusan Klasik’e, www.karnaval.com web sitesi üzerinden iPhone App Store ve Blackberry App World’de yer alan “Karnaval” isimli uygulamadan 7 gün 24 saat ulaşılabiliyor. Borusan Klasik ile herkes evde, yolda, ofiste, okulda dilediği her yerde klasik müziğin tadına varacak.
Silk&Cashmere’den Keçikolata
Silk&Cashmere, kuruluşunun 20. yılında ürünlerinin arasına çikolatayı da ekledi. El yapımı “Keçikolata”, keçi sütünden üretiliyor. Kakao çekirdeklerinin, tarçın ve %100 keçi sütü ile bütünleştiği çikolatalarda, rafine şeker yerine çiçek balı kullanılıyor. Patiswiss Handmade Chocolates tarafından özel olarak geliştirilen sayılı miktarda trüf çikolatalar, Silk&Cashmere’in kuruluşunun 20. yıla özel olarak, 20’lik paketlerde tüm Silk&Cashmere mağazalarında satılıyor.
16 Ocak 2013 Çarşamba
Sosyal medyaya ne kadar zaman ayırıyorsunuz?
www.halklailiskiler.com internet sitesi, ziyaretçileriyle bir anket gerçekleştirmiş ve “Sosyal medya araçlarına çoooook zaman ayırıyor musunuz?" diye sormuş. Verilen cevaplara göre çoğumuz, aktif olarak zamanımızı sosyal medyada geçiriyoruz.
Anketten çıkan sonuçlar şöyle:
%27 bütün gün aktifim
%21 3-4 saat
%20 4 saat ve üzeri
%13 2-3 saat
%9 1-2 saat
%9 1 saat
%4 hiç
9 Ocak 2013 Çarşamba
Aşkın en tatlı hali
Geçen haftadan beri posta kutuma gelen maillerin çoğu Sevgililer Günü’yle ilgili. Kalp şeklinde fincan takımları, indirimli otel konaklamaları, restoranlardaki özel menüler... Hepsine şöyle bir göz atıyorum ama beni en çok etkileyen bu oldu. Malum, söz konusu olan çikolata!
Mövenpick Hotel Istanbul, sevdiklerine leziz çikolatalar hazırlayıp, Sevgililer Günü’nde romantik bir sürpriz yapmak isteyenler için 9 Şubat 2013, Cumartesi günü çikolata yapımı kursu düzenliyor. İtalyan Başaşçı Giovanni Terracciano tarafından 15.00-18.00 saatleri arasında uygulamalı olarak verilecek Sevgililer Günü çikolataları yapımı kursunda, çikolata eritme, saklama ve işleme gibi teknik bilgilerin yanı sıra İsviçre’nin ünlü Lindt kuvertür çikolataları kullanılarak ganaj, trüf ve lolipop çikolata yapımı da öğretilecek. Kurs bitiminde, kursa katılım sertifikasıyla birlikte katılımcılara, kendi hazırladıkları çikolatalar ve özel önlükleri de hediye edilecek.
Sevgililer Günü çikolata kursu kişi başı KDV dahil 95 TL'dir. Kayıt için 0212 319 29 29’u arayabilirsiniz.
Artık diyetisyen size geliyor
Acıbadem’in “Mobil Sağlık” hizmetini duymuştum daha önce. Aklıma hemen evden çıkamayan hasta yaşlılar ile çocuklar gelmişti ve “ne iyi etmişler” diye düşünmüştüm. Dün gelen mail ise beni şaşırttı. Acıbadem Mobil Sağlık, şimdi de evde ve işyerinde diyetisyen hizmeti sunuyormuş.
“Evde ve İşyerinde Diyetisyen Hizmeti”, vakit darlığı ya da sağlık problemleri yüzünden dışarı çıkamayan ve yoğun iş temposu sebebiyle kendine zaman ayıramayan kişiler için hazırlanmış. Sunulan bu hizmet kapsamında, beslenme ve diyet uzmanı tarafından yapılan kan tetkikleri ve vücut yağ analizi sonuçlarına göre kişiye özel bir diyet programı hazırlanıyor. Hazırlanan bu diyet programının yanında görüşme sayısı kişiye ve durumuna bağlı olarak, 10 günde bir evde veya işyerinde düzenli kontrollerle gerçekleşiyor. Yani artık “diyetisyene gitmeye vaktim yok!” bahanesi de tarih oluyor.
Acıbadem Mobil Sağlık Evde ve İşyerinde Diyetisyen Hizmetleri’nin kapsamı zayıflama programı ile sınırlı değil. İşyerinde beslenme, hastalıklarda beslenme, sporcu beslenmesi, gebe-emziklilikte beslenme, diyabet beslenmesi, kilo alma programı, bebek-çocuk-erişkin beslenmesi konularında da yardım almak mümkün.
Acıbadem Mobil Sağlık Hizmeti'nden yararlanmak için aramanız gereken numara: 444 9 724
6 Ocak 2013 Pazar
Gıdanı koru
Birkaç gün önce posta kutuma düşen gıda israfıyla ilgili maildeki rakamlar, inanılacak gibi değil! Bakın, Avrupa Komisyonu’nun verilerine göre gıda israfının acı tablosu nasıl:
* Dünyada üretilen gıdanın üçte biri yani 1,3 milyar ton gıdayı kaybediyor ya da israf ediyoruz.
* Her yıl, zengin ülkelerdeki tüketiciler 222 milyon ton gıdayı çöpe atıyor. Tüm Sahraaltı Afrika Kıtası’nın gıda üretimi ise sadece 230 milyon ton.
* Almanya’da Stutgart Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, Alman halkı yılda 11 milyon ton gıdayı çöpe atıyor. Yani bir Alman, yıllık 235 Euro değerinde gıdayı hiç tüketmeden israf ediyor. Bu rakam dünyada 1,5 milyar insanın yıllık gelirine eşit.
* Her sene kayıp veya israf olan gıdanın miktarı, dünyada her yıl yetişen tahıl mahsulünün yarısından fazla (2009 ve 2010’da 2,3 milyar ton)
* Evlerde meydana gelen israf yüzde 42 (Bunun yüzde 60’ı rahatlıkla önlenebilir durumda)
* Gıda üreticilerinde yüzde 39
* Perakendecilerde yüzde 5 ve
* Catering sektöründe yüzde 14
Gıda israfı konusunda ne yazık ki, ülkemizdeki tablo da Avrupa’dakinden farklı değil. Son verilere göre 12 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşarken, her yıl 3,6 milyar liralık ekmek çöpe gidiyor.
Tüm bu rakamlar neyi mi gösteriyor peki?
Dünyamız, 7 milyarı aşan nüfusunu, kıt kaynakları ile doyurmakta yetersiz kalıyor. 1 milyarı aşan insan açlık sınırında yaşıyorken, dünyada üretilen gıdanın üçte biri sofralara bile ulaşamadan çöpe gidiyor.
“Gıdanı Koru” projesi de, bu rakamlar ışığında hayata geçmiş. Gıda israfının başlıca sebeplerinden biri olan yetersiz ambalajlama gerçeği konusunda harekete geçen EUPC Avrupa Plastik Üreticileri Birliği, “Gıdanı Koru” projesini başlatmış. Her yıl milyonlarca ton gıdanın çöpe gittiği ülkemizde de benzer önlemlerin uygulamaya geçirilmesi için çalışmalara başlanacakmış. Proje kapsamında atılacak ilk adım ise ambalajlama konusunda. Gıdaları doğru şekilde ambalajlayarak, kayıpları yarı yarıya azaltabileceğimizi vurgulayan EUPC İcra Kurulu Üyesi Yavuz Eroğlu, Avrupa’da yürüttükleri Gıdanı Koru projesi kapsamında alınan önlemlerin Türkiye’de de uygulamaya geçmesini hedeflediklerini, aşevleri ile okullarda çocuklara süt dağıtımı gibi geniş kapsamlı projelerde israfın artması nedeniyle yeni bir modele ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.
Sizce, evlerimizde dikkat edeceğimiz birkaç ufak noktayla, bu çabaya destek olmamız mümkün değil mi?
EUPC İcra Kurulu Üyesi Yavuz Eroğlu
* Dünyada üretilen gıdanın üçte biri yani 1,3 milyar ton gıdayı kaybediyor ya da israf ediyoruz.
* Her yıl, zengin ülkelerdeki tüketiciler 222 milyon ton gıdayı çöpe atıyor. Tüm Sahraaltı Afrika Kıtası’nın gıda üretimi ise sadece 230 milyon ton.
* Almanya’da Stutgart Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, Alman halkı yılda 11 milyon ton gıdayı çöpe atıyor. Yani bir Alman, yıllık 235 Euro değerinde gıdayı hiç tüketmeden israf ediyor. Bu rakam dünyada 1,5 milyar insanın yıllık gelirine eşit.
* Her sene kayıp veya israf olan gıdanın miktarı, dünyada her yıl yetişen tahıl mahsulünün yarısından fazla (2009 ve 2010’da 2,3 milyar ton)
* Evlerde meydana gelen israf yüzde 42 (Bunun yüzde 60’ı rahatlıkla önlenebilir durumda)
* Gıda üreticilerinde yüzde 39
* Perakendecilerde yüzde 5 ve
* Catering sektöründe yüzde 14
Gıda israfı konusunda ne yazık ki, ülkemizdeki tablo da Avrupa’dakinden farklı değil. Son verilere göre 12 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşarken, her yıl 3,6 milyar liralık ekmek çöpe gidiyor.
Tüm bu rakamlar neyi mi gösteriyor peki?
Dünyamız, 7 milyarı aşan nüfusunu, kıt kaynakları ile doyurmakta yetersiz kalıyor. 1 milyarı aşan insan açlık sınırında yaşıyorken, dünyada üretilen gıdanın üçte biri sofralara bile ulaşamadan çöpe gidiyor.
“Gıdanı Koru” projesi de, bu rakamlar ışığında hayata geçmiş. Gıda israfının başlıca sebeplerinden biri olan yetersiz ambalajlama gerçeği konusunda harekete geçen EUPC Avrupa Plastik Üreticileri Birliği, “Gıdanı Koru” projesini başlatmış. Her yıl milyonlarca ton gıdanın çöpe gittiği ülkemizde de benzer önlemlerin uygulamaya geçirilmesi için çalışmalara başlanacakmış. Proje kapsamında atılacak ilk adım ise ambalajlama konusunda. Gıdaları doğru şekilde ambalajlayarak, kayıpları yarı yarıya azaltabileceğimizi vurgulayan EUPC İcra Kurulu Üyesi Yavuz Eroğlu, Avrupa’da yürüttükleri Gıdanı Koru projesi kapsamında alınan önlemlerin Türkiye’de de uygulamaya geçmesini hedeflediklerini, aşevleri ile okullarda çocuklara süt dağıtımı gibi geniş kapsamlı projelerde israfın artması nedeniyle yeni bir modele ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.
Sizce, evlerimizde dikkat edeceğimiz birkaç ufak noktayla, bu çabaya destek olmamız mümkün değil mi?
EUPC İcra Kurulu Üyesi Yavuz Eroğlu
Big Plate tatlıları
Kim ne dersin! Yemek konusunda “kaçamak” dendimi, akla ilk gelen tatlılardır. Kimisi için bol fıstıklı baklava, kimisi için meyveli bir pasta, benim için de illa çikolata. Akdeniz mutfağından örnekler sunan menüsü ile lezzet tutkunlarına özel deneyimler sunan
Big Plate’in tatlı menüsünde de, herkes için bir kaçamak alternatifi var. Yanındaki vanilyalı dondurmayla lezzetini katlayan brownie ya da üzerindeki meyvelerle tutkunu yapan bir dilim cheesecake… Big Plate’e özel bir tatlı olan Banoffi, muz ve çikolata parçalarıyla zenginleştirilen, lezzetine doyum olmayan vanilyalı bir puding. Milföy, vanilyalı puding sos ve çilek taneleriyle hazırlanan Çilekli Milföy ise kendi hayran kitlesine sahip. Sıra dışı bir lezzete sahip olan Ayvalı Cheesecake ise bu kış tutkunu olunacak tatlılardan. Big Plat, İstinye Park AVM’de, Hillside girişinde... Tüm menüyü görmek için buraya tıklayabilirsiniz. Big Plate Ayvalı Cheesecake Big Plate Çilekli Milföy
Big Plate’in tatlı menüsünde de, herkes için bir kaçamak alternatifi var. Yanındaki vanilyalı dondurmayla lezzetini katlayan brownie ya da üzerindeki meyvelerle tutkunu yapan bir dilim cheesecake… Big Plate’e özel bir tatlı olan Banoffi, muz ve çikolata parçalarıyla zenginleştirilen, lezzetine doyum olmayan vanilyalı bir puding. Milföy, vanilyalı puding sos ve çilek taneleriyle hazırlanan Çilekli Milföy ise kendi hayran kitlesine sahip. Sıra dışı bir lezzete sahip olan Ayvalı Cheesecake ise bu kış tutkunu olunacak tatlılardan. Big Plat, İstinye Park AVM’de, Hillside girişinde... Tüm menüyü görmek için buraya tıklayabilirsiniz. Big Plate Ayvalı Cheesecake Big Plate Çilekli Milföy
Mad Science Bilim Şenliği
5,5 yaşındaki kızım, okul dönüşü, benden heyecanla şişe, balon, sirke ve karbonat istediğinde şaşırdım önce. Bana okulda öğrendiği deneyi gösterince de ağzım açıkta kaldı! Kendi çocukluğumu düşündüm; ben deneylerle ne zaman tanışmıştım? Tam olarak hatırlayamadım ama 5,5 yaşımdan çok daha büyük olduğuma eminim. Belki ilkokul yıllarımın sonunda, belki de ortaokulda başlayan fizik dersleriyle?...
Ama zamane çocuklarının şansı bu galiba. Televizyonda onlara bilimi ve deneyleri sevdirecek çok güzel programlar var. Çevrede de, çocuklara yönelik bilim etkinlikleri yapan pek çok mekan ve atölye... Bunlardan birisi de Trump Towers Mall.
Trump Towers Mall, Ocak ayı boyunca düzenleyeceği Mad Science Bilim Şenliği’nde bilime meraklı küçük dahileri bekliyor. Misyonu, çocukların eğlenceli, etkileşimli, uygulamalı ve eğitsel etkinlik programlarıyla hayal gücünü ve merakını ateşlemek olan Mad Science, ateş ve buz, havanın heyecan verici yolculuğu gibi deneylerle fen biliminin gerçekte ne olduğu ve yaşadığımız dünyayı nasıl etkilendiğinin öğretilmesine büyük katkıda bulunuyor.
3 Ocak 2013 Perşembe
Hayal dünyasına yolculuk
Türkiye'nin çağdaş sanat alanındaki ilk ofis müzesi Borusan Contemporary'nin düzenlediği atölyeler, Ocak ayında da çocukları sanatla buluşturmaya devam ediyor. Her hafta sonunda yapılan atölyelerin programı, müzede sergilenen çağdaş sanat eserlerine paralel olarak hazırlanıyor.
Türkiye’de birçok büyük sanat eğitim projesinde imzası bulunan Gazi Selçuk yönetiminde ve çağdaş sanat üreten, genç sanatçı İlke Yılmaz eşliğinde uygulanan eğitim programlarıyla çocuklar, farklı sanat disiplinlerinde faaliyetler yapıyor. 5 ile 14 yaş arasına hitap eden eğitimlerle çocukların çağdaş sanatla doğru bir ilişki kurabilmeleri hedefleniyor. 15 ila 20 çocuktan oluşan gruplara seçtikleri program dâhilinde rehberler eşliğinde, interaktif anlatımlı, zaman zaman dramanın kullanıldığı eğlenceli bir ofis müze turunun ardından disiplinler arası sanat eğitimleri veriliyor. Atölye çalışmalarıyla çocukların farklı disiplinleri denemeleri, çağdaş sanatın kendine özgü diliyle ilişki kurabilmeleri ve böylece çağdaş sanatı daha iyi anlamaları amaçlanıyor.
Atölye çalışmaları 15-20 öğrenciyle sınırlı olduğundan info@borusancontemporary.com e-posta adresine önceden rezervasyon yaptırılması gerekiyor. Her bir atölye programına kişi başı katılım ücreti 10 TL.
Atölyelerle ilgili detaylı bilgiye, buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)